Hayranı bol dizinin geleneğine göre, her bölümün adı L harfi ile başlıyor. Senaryo genel anlamıyla gayet akıcı, karakterlere bağlanmak çok kolay, fon müzikleri karşı konulmaz güzellikte. Zaten dizi çok estetik, jeneriği derseniz apayrı bir hoşluk.
Gay kültürüne elden geldiğince ışık tutan dizi, farklı tiplerde lezbiyen karakterler içeriyor, cinsellik, aşk, sadakat gibi konuları detaylıca işliyor. Tiplemeler oldukça şık ve güzel olduğu için kimilerince gerçekçilikten az buçuk uzak olmakla, bunu eşcinsel olmayan erkek izleyicileri de kapmak için yapmakla suçlanan dizi, bu tip eleştirilerden yara almadan yoluna hızla devam ediyor.
Crow 2, The Black Dahlia ve 24 oyuncusu çıtı pıtı Mia Kirshner, cinsel tercihini bu grup içinde çözmeye başlayan ve buhranlar içinde yaşamaya kendini adamış olan Jenny’yi canlandırıyor. Biseksüel radyocu ve gazeteci Alice’i, CSI ve Grey’s Anatomy’de de görünmüş olan Leisha Hailey oynuyor. Profesyonel tenisçi Dana, Boomtown’da da oynamış olan Erin Daniels’in canlandırdığı karakter.
Bette’in babasının zenci, annesinin beyaz olması, ablası şarkıcı ve bar işletmecisi Kit’in çikolata rengini açıklıyor. Jackie Brown’ın yıldızı Pam Grier, Kit’e hayat veren isim. Uzun kariyerinin son zamanlarında Law & Order: SVU ve Justice League gibi dizilere konuk olmuşluğu da var.
İlk sezondan sonra ortadan kaybolan ama 4. sezonda geri döneceği açıklanan kafe sahibi, cazibe oranı yüksek Marina’yı 4400’de de oynayan Karina Lombard; güzel ötesi DJ kızımız Carmen’i Alias ve Dawson’s Creek tecrübesi de bulunan Sarah Shahi; güçlü, zengin, güzel ama sinir bozma potansiyeli yüksek iş kadını Helena’yı Miss Match ve Coupling’e de konuk olmuşluğu bulunan İngiliz oyuncu Rachel Shelley canlandırıyor. Ayrıca 4. sezonda ‘Mavi Ay Maddie’ Cybill Shepberd ve ‘Dişi Terminatör” Kristanna Lokken de kadroya katılacakmış.
Tanınmış konukları da bol olan diziyi hararetle tavsiye ediyorum.
kaynak: www.22dakika.org
|