“Save the cheerleader, save the world”. TV dünyasında geçtiğimiz senenin en favori lafı buydu herhalde. “Heroes” son dönemin en önemli yapımı oldu ve yayıncı kanal NBC’nin ve yapımcılarının yüzünü güldürdü. Dizi, oldukça kısa bir sürede tüm dünyayı etkiledi, milyonlarca hayran edindi ve adına yüzlerce internet sitesi açıldı. Peki ne özelliği var “Heroes”un? Neden bu kadar beğenildi? Onu diğer yapımlardan ayıran ne? Bir grup sıradan insanın kendilerinde bir takım yetenekleri keşfetmesi mi dizinin bu denli sevilmesini sağladı acaba.
Dizinin hikayesi Hintli genetik profesörü Chandra Suresh’in uzun süreler zarfında genlerin değişime uğrayacağını ve bu değişen genleri taşıyan kişilerin normal insanlardan farklı özelliklere sahip olacağını varsayan teorisi üzerine şekilleniyor. Bu teorisinin doğruluğunu ispatlayabilmek için ülkesindeki işinden ayrılıp New York’a gidiyor. Amacı gen değişimine uğradığını düşündüğü insanları bulup onlarla konuşmak, bu kişileri sahip oldukları güçler hakkında bilinçlendirmek. Bu güçlere sahip olanlardan bazıları bunun farkında bazıları ise yeni yeni fark ediyor. Sıradan insanların sahip oldukları güçlerin farkına varması hayatlarını ciddi şekilde etkiliyor. Güçlerin kontolünü sağlamak sandıkları kadar kolay olmuyor. Zamanla kimi iyi yönde kimi kötü yönde bu güçlerini kulanmaya başlıyor.
Peki DNA’larındaki farklılık neticesinde güç sahibi olanlar kimler? Chandra Suresh’in (Eric Avari) oldukça uzun listesindeki bazı isimler dizideki ana kahramanlarımız. Peter Petrelli (Milo Ventimiglia), uçabilme yetisi olduğuna inanan otuz yaşında bir erkek hemşire. Peter’in ağabeyi Nathan Petrelli (Adrain Pasdar), kendisi de uçma yeteneğine sahip bir politikacı. Claire Bennet (Hayden Panetiere), her seferinde ölüme meydan okuyan on yedi yaşında bir lise öğrencisi. Aynı zamanda dizinin efsane sloganında adı geçen “amigo kız”. Isaac Mendez (Santiago Cabrera), uyuşturucu kullandıktan sonra geleceği resmedebilen bağımlı bir ressam. Matt Parkman (Greg Grunberg), karşısındaki insanların zihninden geçenleri okuyabilen bir polis memuru. Niki Sanders (Ali Larter), aynalarla gizemli şekilde ilişki halinde olan Las Vegas’lı bir şov kızı. D.L. Hawkins (Leonard Roberts), duvarların içinden geçme yeteneğine sahip bir mahkum. Niki ve D.L.’in teknoloji konusunda dahi bir de oğlları var, Micah (Noah Gray-Cabey). Ve en şahane kahranımız Hiro Nakamura (Masi Oka), zamanı durduma yeteneğine sahip çizgiroman hayranı Japon bir genç. Esas hikaye bu grup ve yakınlarındaki isimler etrafında gelişiyor. Gerçek birer kahraman olma fırsatını elde eden kahramanlarımız bunu başarabilmeleri için ortak hareket etmeleri ve belirli tehditlerden uzak kalabilmeleri şart.
“Heroes” oldukça iyi düşünülmüş ve sağlam bir şekilde projelendirilmiş bir yapım. Kimi zaman “LOST“la kıyaslansa da tamamiyle ayrı kategorilerde yapımlar olduğunu söylemek gerek. Ayrıca belirtmek lazım, “Heroes”un taşıdığı fantastik unsurlar, dizinin herkes tarafından beğenilmemesine, bu tarz şeylerden hoşlanmayanların diziden pek tat alamamasına neden olabilir. Ama kalıplaşmış orta karar TV dizilerinden sıkılanlar için “Heroes” kesinlikle ciddi bir ilaç. Dikkatli olun çok kısa sürede bağımlılık yapabilir. :)
Kaynak: www.dizidizi.net
|